BODRUM REHBERİ 

Home ] Antik Karya ] Milas ] Iassos ] Euromos ] Heraclia ] Priene ] Miletos ] Didyma ] Pamukkale ] Labranda ] Laodikya ] Nysa ]

Home ] Up ] Hermias Efsanesi ]

 

 

Home ] Up ] Alinda ] Knidos ] Kaunos ] Labranda ] Bargilya ] Alabanda ] [ İassos ] Keramos ] Afrodisias ] Hieropolis ] Lagina ] Gerga ] Nysa ] Ortosia ] Laodicea ]

 

Bodrum Guide

Bodrum  Yesilyurtlularda 

Kiralik Villa

Yalıkavak Satılık Malikane Turgutreis Teras evleri Satılık Villa

Öztürk Muhasebe

 

 

   

İASSOS

 Bodrum'un kuzeyinde yer alan İassos, Milas’ın yaklaşık 26 kilometre kuzey-batısında yer alır.  Eskiden sadece tekne ile ulaşabilen İassos’a simdi karadan  da ulaşmak mümkün.   İassos antik kenti 900 metre uzunluğunda, 450 metre genişliğinde ve 80 metre yüksekliğinde bir yarımada üzerinde yer alır. Şehrin doğu ve batısında iki limanı vardır. Özelikle, şehrin batı limanına bakan yüzünde yoğun yerleşme göze çarpar.  17 yüzyıldan itibaren birçok gezginin ziyaret ettiği İassos hakkında bilgileri, özelikle şehri 1775 de ziyaret eden Richard Chandler ve 1849’da ziyaret eden ve çizimler yapan  Charles Texier’den alırız.  20. yüzyılın başında Karia bölgesinde araştırmalar yapan İtalyanlar, İassos’da da çalışmalar yaptılar. Ama şehrin büyük bir kısmı 1960 yılında Doro Levi’nin kazılarına kadar hiç kazılmadı. Daha önceleri Giritte bir Minos sarayı kazan Doro Levi, Minos uygarlığının yayılımını ve bu uygarlığın anadoludaki izlerini araştırmakta idi.  Iaososdaki kazıların basına önce Clelis Laviosa,  daha sonra ise Feda Bekti  geçmiştir. İtalyan arkeologlar kazı çalışmalarının yanı sıra birçok başarılı restorasyon çalışması yaptılar. Bu restorasyon çalışmaları sırasında  Balık Pazarı diye bilinen anıt mezar, İassos'ta çıkan eserlerin sergilendiği bir müze haline getirilmiş, Mozaikler Evine ise çatı yapılmış, Saat kulesi ve Batı Limanındaki Bizans kulesi  diye anılan anıtsal mezar onarılmıştır.  Çok imtiyazlı  konumu, çifte limanı, ünlü mermeri ve balıkçılığı  İassos’u  tarihin ilk dönemlerinden itibaren önemli bir şehir yaptı. Önemli antik yolların uğramadığı İassos’a ulaşım deniz yoluyla olmakta idi. Kazılar İassos’da ilk yerleşmelerin Neolitik ve Kalkolitik çağlara kadar indiğini gösterir.  Bronz çağında da kuzeydeki nekropolde ve agoranın altında  yerleşme görülen İassos’ta  Anadolu ve Ege kültürleri arasında ilişkilerin yoğun olduğu  görülür.   Söylenceler, İassos’un, M.Ö. 9. yüzyılda Pelopones’deki Argos’tan gelen kişiler tarafından kurulduğu anlatır. Daha sonra Milet şehri sakinlerin de göç ettiği İassos, İtalyan Arkeologlarının  yaptığı kazılar neticesinde bulunan Miken çanak çömleği, Mintan  evleri nedeni ile  çok daha erken tarihlere tarihlenir. Arkeolog Doro Levi başkanlığında 1960’da başlayan  ve günümüzde Dr. Feda Bekti ile devam eden bu kazılarda, en erken yerleşmenin şehrin akropol tepesinde ve Agora’nın altında  yer aldığı gösterir. İassos buluntuları, Anadolu, Yunanistan ve Girit kültürleri arasında benzerlikler göstermesi açısından son derece önemlidir. Şehri kurmaya gelen Argosluların bir dirençle karşılaştıkları ve şehri kurmak için Miletlilerin yardımını aldıkları söylenir. Bu da şehirde 7-6 yüzyılda Dor etkisi yerine İon etkisi görülmesinin nedenini açıklar.  Arkaik dönemde, özellikle MÖ. 6 yüzyılda Artemis Astias, Zeus Megistros, Demeter ve Kore’nin kutsal alanlarının varlığı görülür. Yine aynı yüzyılda Kaunos diğer şehirler gibi Pers hakimiyetine girer. İonya isyanına katılan Kaunos, (Miletos isyanın lideri idi.) İ.Ö 499 yılında ciddi olarak zarar görür. İ.Ö 450 yılında Attica-Delos birliğine katılan İassos .katılım payı öder. Şehir, önemli konumu nedeni ile Atina, rakibi Isparta ve Persler arasında kavgalara sahne olur. Atinalıların Knidos’ta Ispartalıları yenmeleri bu sahillerdeki Atina hegemonyasına tekrar dönülmesine neden olur. Bu dönemde İassos’un Knidos, Rodos, Samos, Byzantion ve Efesle beraber bir ittifak içinde olduğu görülür.  İ.Ö 387 yılında imzalanan kral barışı Anadolunun hakimiyetini tekrar Perslere bırakır. Bu dönemde İassos, Milas’da hüküm süren Hekatomnos ve oglu Mausollos tarafından yönetilir. Mausolos döneminde şehir ciddi bir Hellenlesme sürecine girer. Şehirde bu değişime karşı bir tepki görülür, isyan  Milas halkı tarafından da destek görür.  Büyük Iskenderin Kariayı alması ve Pers hakimiyetinden kurtarması ile,  İassosta demokratik bir yönetim kurulur. İskender şehre bazı ayrıcalıklar sağlar.

Bunlardan biriside Güllük körfezinin kuzey-Doğusunda yer alan  küçük denizdi.  Günümüzde Saricay yakınındaki bataklık bölgede balık avlama hakları idi.

 İskender’in ölümünden sonra, krallığını paylaşan generaller arasında savaşlar sırasında sıkça el değiştiren İassos, İ.Ö Mısırda hüküm süren Ptolemeaoslar tarafından özgürlüğüne kavuşturulmuştur. İ.Ö 3 yüzyılın sonlarında Alinda şehrinin sürekli saldırılarına uğrayan İassos, Rodos’tan yardım istemek zorunda kalır. İ.Ö 201 yılında ise İassos, Makedoya Kralı V. Philippos’un hakimiyetine girer. Bu dönemdeki karışıklıklar sırasında şehrin Suriye Kralı III. Antiokhos’un idaresi altına girdiğini, buraya askeri birlikler yerleştirildiğini görürüz. Hatta bu dönemde meydana gelen bir deprem sırasında Antiockhos’un karısı Laodicea’nin zarar görenlere yardım ettiği görülür. Hatta şehre büyük yardımlar yapan krala ait bir kültün geliştiğini anlıyoruz.  Antiochos’un Roma tarafından yenilmesini izleyen Apemea antlaşması sonrasında İassos’un kıyı şeridi ile birlikte Rodos’a verildiği görülür. İ.Ö 167 yılında bu durumun değiştiği, şehrin önce özgür bir şehir haline getirildiği, Bergama Kralıginin İ.Ö 133 yılında Romaya geçmesi ile de Roma’nın Asya eyaletinin bir parçası olduğu anlıyoruz. Romaya karşı savaş açan Pontus Kralı Mihridates’i destekleyen İassos, bundan dolayı cezalandırılmıştır. Romalı komutan Sulla şehri aldıktan sonra korsanlar tarafından yağmalanmasına izin verir. İassos buna ilaveten Roma İmparatorluğunda başlayan imar faaliyetlerini desteklemeye mecbur kılınır.  İassos, ancak İmparatorluk döneminde refaha kavuşur ve büyük imar faaliyetlerine sahne olur. Şehirde yeni yapılar özelikle Traianus, Hadrianus ve Antonius Puis dönemlerinde yükselir. Odeon, Agora gibi eski yapılar ise yeniden onarılır.  III. yüzyıl ve sonrası hakkında fazla birşey bilinmeyen İassos, bu dönemde çok ragbet gören ve hemen şehrin yakınındaki mermer ocaklarından çıkarılan kırmızı renkli mermeri satar. Bu mermerin Bizans döneminde İstanbul’a, İtalya’ya, hatta Afrika’ya kadar gönderildiği görülür. Yine  aynı yüzyılda Heruli adlı barbar kavimlerin şehre saldırdığı ve korkan halkın paralarını binaların altına sakladığı görülür.  IS 5. ve 6. yüzyıllarda İassos piskoposluk merkezi haline gelir. İassoslu din adamlarının Ekümenik Konsüllere katıldığını görüyoruz.  İS 7. yüzyılda Arab ve Sasani akınlarına karşı  yeni duvarlar yapan İassos. daha sonra Bizans'ın meydana getirdiği bölgesel savunma sisteminin ve deniz themasinin bir parçası olur.  1071 yılı Malazgirt savaşı sonrasında deniz surlarını güçlendiren İassos’ta 12. ve 13. yüzyıllarda  ise kara tarafı surlarının güçlendirildiği görülür. Buluntular Bizans yerleşiminin Osmanlı dönemine, 15. yüzyıla kadar sürdüğünü göstermekte. 

Şehrin gezilmesi

Şehir surları

Şehir surları gerek isçilik, gerekse yazıtlardaki harf formları nedeniyle Hekatomnos sülalesi dönemine tarihlenir. Bu satraplardan özelikle Mausolos’un her antik şehirde birbirinden görkemli şehir duvarları inşa ettirdiğini düşünürsek onun döneminde bu surların yapıldığını söylemek çok yanlış olmaz. Surlar o dönemdeki kıyı şeridini takip etmekte idiler. Charles Texier’in 1849’da görüp, çizimler yaptığı surlar, 1887 yılında Istan bulda inşa edilen Bebek iskelesi için yapı malzemesi toplayan kişiler tarafından tahrip edilmiştir.  Batı limanındaki Kule Denizde adeta yüzer gibi duran kule, Orta Bizans döneminde eklenmiştir. Su anda suyun altında duran iki tane paye limanı kapatmakta idi. Dalgakıran gibi duran bu payecin aslında batı limanının giriş çıkısını kontrol ettikleri sanılır. Bu kulenin ünlü Türk denizcisi Pırı Reis’in bahsettiği, suni limanı savunmak amacı ile II. Beyazıt’ın inşa ettiği kule ile de ilişkilendirenler vardır. ?? Agora Şehrin adeta kalbi olan, vatandaşların toplantı yeri, pazar yeri olan Agora büyük bir düzlük alanı kaplar. Yapılan kazılarda agoranın bulunduğu bu bolümde Kalkolitik/Erken Bronz çağından Bizans dönemine kadar kesiksiz süren yelemenin izleri görülür. Burada İ.Ö 3000 yılına kadar inen arkeolojik buluntular, Bronz Çağı duvar kalıntıları bulunmüstür. Agoradaki kazılarda gün ışığına çıkarılan, Bronz Cağına İ.Ö 2. binin ortalarına tarihlenen yapılar ve duvarlar ilginçtir. Bu yapılardan kare planlı olanı ve İtalyan arkeologlar tarafından « F » yapısı olarak bilinen yapı, Geç Bronz cağına tarihlendirilir ve Minos taş isçiliğine benzer bir isçilik karşımıza çıkar. Burada geç Mitos devri seramiği bulunmüstür. İassostaki en ilginç buluntulardan birisi F yapısının kuzey-batı kösesinde karşımıza çıkan kalın bir volkanik kul (tüf) tabakasıdır. F binasının Santonini volkanının patlaması sırasında (1650-1500 tarihleri arasındaki dönemde) yıkıldığı sanılır. Agoradaki kazılar İassosa Mitos medeniyetinin izlerini Mikan kültürün izlerinin takip ettiği görülür. Bu kendini çok sayıda bulunan Mikan canana çömleği ile gösterir.  İ.Ö 8-7 yüzyıllarda Agoranın batı tarafında  bir geometrik dönem mezarlığının inşa edildiği ve mezarlığın daha önceki dönemlere ait birçok yapıyı tahrip ettiği görülür. Burada karşımıza çok değişik formlarda mezarlar çıkar. Yassı taşlardan yapılmış lahitler, mezar olarak kullanılan büyük pıthoslar, amfora ve terra cotta lahitler karşımıza çıkar. Bu mezarların birkaç kişi için kullanıldıkları, önceden gömülenlerin kemiklerinin bir köseye toplanarak ikinci kişinin gömüldüğü görülür.  Mezarlarda çanak-çömlek, bronz takılar ele geçmiştir. Çocuk mezarlarında ele geçen terra conta biberonlar ve deniz  kestanesi kabukları ilginçtir.  Agoranın Doğusunda kısmen kazılan ve buluntularından dolayı « Cifte Baltalar Kutsal Alanı » olarak isimlendirilen alan Zeus Labrandeus’a ithaf edilmiş olmalıdır. Buradaki buluntular klasik döneme tarihlendirilir. Burada bulunan çok sayıda çift baslı balta seklinde olan kursun levhalar bunu işaret eder. Ayrıca aynı alanda bulunan bir mermer piramit üzerine islenmiş çift baslı balta ve tören ocağı  aynı savı desteklerler. Tapınak  Agoranın tam ortasında yer alan ve Helenistik dönemde, inşa edilen sunaklar ve dini yapılar arasında On sitilinde  küçük tapınak gözümüze çarpar.  İ.Ö 2-1 yüzyıllarda inşa edilen bu küçük tapınağın tanrı  heykelini barındırdığı sanılır. Tapınak, Helenistik ve Roma dönemlerinde portikolarin ithaf edildiği tanrıça Artemise ithaf edilmiş olmalıdır. Küçük boyutlarda olan bu tapınakta Artemis heykeli kolayca görülmekte idi. ????

Bouleterion,

İassos’taki en iyi korunmuş yapılardan biri olan Bouleterion, agoranın güney-batı kösesinde yer alır. 1897 ? yılında Lasosu ziyaret eden Charles Texier’in gördüğü, ama bir stadyumun kavisli ucu olarak tanımladığı bouleterİ.Ön, İtalyan kazılarından önce bile üst basamak sıraları ile göze çarpmakta idi.  Kare bir plan içine yerleştirilmiş Odeon’da yuvarlak bir orta alan, yarim daireyi asan oturma yerleri ve iki katlı bir sahne binası ile kapalı bir gösteri alanı yaratılmıştır. Oturma yerleri cavca dikey merdivenlerle uç bolüme ayrılmıştır. Hadrian dönemindeki imar faaliyetleri sırasında Bouleterİ.Önun on cephesi heykeltraslik eserleri ile süslendi. Yapıyı çevreleyen koridorun dolgusu içinde bulunan ve kliğe üzerinde yatan bir figürü gösteren kabartmanın şehrin mitolojik kurucusu İassos’u gösterdiği sanılır ki, bu mitolojik kahramanın çok ender tasvirlerinden birisidir. Bu ingine kabartma İ.Ö 350 yıllarına tarihlendirilir. Roma Agorası Agoranın Doğu tarafında bulunan bir yazıtta portiklerin IS 2. yüzyılda  İassososlu iki vatandaş Dyonisus ve Hierokles tarafından inşa edildiği ve tanrıca Artemis Astias’a, tanrı imparatorlar  Hadrian’a, Antonius Pıus’a ve güzel yurt İassos’a ithaf edildiği anlatılır. Güney Stoası Bouleterİ.Ön ve Artemis Astias kutsal alanına geçit vermesi nedeniyle önemlidir. Ayrıca burada şehirle ilgili kanun ve kararnameler sergilenmekte idi.  Bouleterion’un batısında anıtsal giriş kapısı, kütüphane ve bulunan yazıtlardan anlaşıldığı üzere imparator kültü ile ilgili bir oda bulunur. Güney Stoada bulunan iki heykel dikkatimizi çeker. Bunlardan birisi tanrı Osiris’i gösteren bir Mısır heykelidir ve  Karialilarin Mısırda paralı asker olarak çalıştıkları dönemde bir İassoslu tarafından Mısır’dan getirilmiş olmalıdır. Bak Milas Müzesi. İkinci eser ise arkaik döneme tarihlenen ve iki atla çekilen bir arabayı süren bir binici ve arabanın altındaki tavşanı gösteren kabartmadır. Doğu stoasında ise pazar yerinin sorumlusunun ofisi ve bir kahramanın anısına inşa edilmiş Heroon yer alır.   Agoranın ancak İ.Ö 4. yüzyıldan itibaren şehrin ana meydanı Agora haline geldiği görülür. Agoranın ortasında çeşitli sunaklar ve dini yapılar bulunmakta idi. Bunlardan özellikle İ.Ö 2. yüzyıla tarihlenen bir tapınak kalıntıları önemidir. IS 2. yüzyılda ise agorada güzel Roma portikolari yükseldi. Roma İmparatorluk döneminde Anadolu’yu sarsan zelzeleler nedeni ile portikolar değişik zamanlarda tekrar inşa edilmişlerdir. Son deprem hasarının İmparator Justinen zamanında olduğu sanılır. Bizans döneminde ise (IS. 10-11. tuzyillar) Agorada daha eski dönemlere ait yapı malzemesi ile bazı ticari yapıların, cam, çömlek, metal üretiminde kullanılan bazı ocakların inşa edildiği görülür.   Kistakdaki Kale Agoranın hemen kuzeyinde, hemen kıstağın yanında yer alan kalenin IS 7-8 yüzyıllarda, Bizans İmparatorluğunun yoğun olarak Pers ve Aran tehlikeleri ile sarsıldığı dönemlerde inşa edilmiş olmalı. Kalenin içindeki Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait kalıntılar kalede Türk döneminde yerleşmenin devam ettiği gösterir.  Kale duvarlarında daha eski dönemlere ait malzeme yapı malzemesi olarak tekrar kullanılmıştır.  Şehrin en önemli iki tanrısı Apollo ve Artemis idi. İassos’taki bulunan kabartmalardan birisi,  Artemis Astias’i gösterir ki  tanrıca burada yerel tanrıca ve avcı  Artemis’in karismi olarak tasvir edilmiştir. . İassostaki ikinci önemli tanrı adına festivaller düzenlenen ve tapınağı bulunan Diyonizoz’tu.   Strabon, İassos’un toprağının çok mümbit olmadığını ama halkının geçimini denizden sağladığını anlatır. Günümüzde bile önemli bir balıkçılık merkezi olan İassos, antik çağlarda hatta Strabon döneminde bile bir ada üzerinde yer almıştı. Günümüzde ana kara ile birleşmiş olan bu ada üzerinde yaklaşık 2 km ? uzunluğunda şehir duvarları bulunur.  Şehirdeki çok ilginç yapılardan biri bir anıtsal mezardır.  Mezar odasının üzerinde küçük bir Kornet tapınağı yer alır.  Şehirde ilk gözümüze çarpan anıtları sayacak olursak: Lasosun Agorası ve İmparatorluk cağına tarihlenen çok iyi korunmuş Odeonu; Bütün önemli tanrıların tapınıldığı Sezaryum; İassos halkına ve şarap tanrısına ithaf edilmiş tiyatro; İtalyan arkeologların mozaikler ve freskler keşfettiği Roma villası; çok iyi korunmuş Balık Pazarı ve Demeler ve Kore’ye ithaf edilen kutsal alanı sayabiliriz.  İassosta bulunan ve üzerinde genç bir çocuk ve yunus baliğinin gösteren çok sayıda para bize ünlü İassos efsanesinin hatırlatır. Bir yunus baliği ile dostluk kuran bu İassoslu çocuk antik cağ yazarlarından hem Plinius hem de Aelian tarafından zikrediliyor. Plinyus, Büyük İskender’in bu hikayeden çok etkilendiğini ve İassoslu genci yanına aldığını hatta onu Deniz tanrısı Poseydun’un rahiplerdin basına geçirdiğinin anlatır. 

akropol is

Erken dönem yerleşim izlerine rastlanan Akropol iste görülen kale IS 12-13 yüzyılda inşa edilmiş ve Rodos şövalyeleri ile ilişkilendirilen bir kaledir. 

Hermias Efsanesi/Homerosos

İassos kentinde geçen bu efsane, Hermias adındaki bir gencin bir yunus balığı ile olan dostluğunu anlatır. Denizde yüzerken kaybolan Hermias, günler sonra balıkçılar tarafından bir yunus üzerinde görülür. Yıllar boyu devam eden bu dostluk, Hermias’in ölüsünün  yunus tarafından İassos’a getirilmesi ile sona erer. Hermias’i getiren Yunus balığı da orada ölünce bu ilginç efsane, insanoğlu ve yunus balığı arasındaki dostluğun sembolü olarak belleklere kazınır.

Antik kaynaklar, İskender’in Karia’da bulunduğu dönemde İassos’a giderek yunus üzerinde dolaşan bu genci gördüğünü, onu yanına alarak Poseidon Rahibi yaptıgı, onu Babil’e götürdügünü, hatta yunuslu çocuğun Babilde Deniz tanrısı Poseydon için rahip olarak yetiştirildiğini anlatır. ?

 

Home
Up
Hermias Efsanesi

Yesilyurtlular Tatil sitesi kiralik Villa

 

 

Home ] Up ] Halikarnas ] Bodrum Kalesi Muze ] Bodrum Yarimadasi ] Bodrum Yakininda ] Mavi Tur ] Bodrum Restoranlar ] Emlak ] Bodrum Bilgi ] E Posta ]

[ Home ] [ Up ]  Copyright © Bodrum Rehberi