BODRUM REHBERİ 

Home ] Antik Karya ] Milas ] Iassos ] Euromos ] Heraclia ] Priene ] Miletos ] Didyma ] Pamukkale ] Labranda ] Laodikya ] Nysa ]

Home ] Up ]

 

 

Home ] Up ] Alinda ] Knidos ] [ Kaunos ] Labranda ] Bargilya ] Alabanda ] İassos ] Keramos ] Afrodisias ] Hieropolis ] Lagina ] Gerga ] Nysa ] Ortosia ] Laodicea ]

 

Bodrum Guide

Bodrum  Yesilyurtlularda 

Kiralik Villa

Yalıkavak Satılık Malikane Turgutreis Teras evleri Satılık Villa

Öztürk Muhasebe

 

 

   

KAUNOS

Tarihi Karia’nin önemli şehirlerinden Kaunos günümüzde Efes, Troia, Miletos gibi antik limanını kaybetmiş ve denizden 3-4 km uzaklaşmıştır.  Karia’da Bafa Gölünden sonra ikinci büyük Göl olan Köyceğiz Gölünün  suyunu Akdeniz’e boşaltan Dalyan Nehri,  kıvrıla kıvrıla ve getirdiği alüvyonlarla denizi doldurarak yoluna devam eder. Burada meydana gelen deltada balık, özelikle kefal üretilir.  İlk baslarda KBID diye anılan Kaunos, önemli bir liman kenti olup iki limanı vardı. Prof. Dr. Bilge Umar şehrin adının Kawana, bununda “davarı, sığırı bol ülke” anlamına geldiğini söyler.  Şehirin oldukça şaşalı bir kuruluş öyküsü antik çağ yazarları tarafından anlatılmıştır. Miletos’un oğlu Kaunos, ona delice sevdalalan ve karşılıksız aşkı yüzünden kendini asan kız kardeşi Byblis yüzünden yasadığı Miletos şehrini terk ederek bu yeni şehri kurmuştur. Aynı öykü, Ovidius’un değişimlerinde de aktarılır. Kaunos’un şehirde daha sonraki dönemlerde “kurucu ata” olarak anıldığını anlarız.  Antik çağlarda kullanılan ve umutsuz aşkı semboliğe eden “kaunos aşkı” deyimi buradan gelmiştir. Kaunos, çok önemli stratejik konumu nedeniyle ve rüzgarın antik gemilere güçlük çıkardığı bir bölgede olması ile önemli bir liman ve sığınma yeri idi.  Herodot Tarihi’nde bir şehir isminden daha çok adeta bir bölge ismi olarak zikredilen Kaunos ve Kaunosluların adı, Karialılar ve Likyalılarla birlikte anılır.  Bu da Kaunos’un önemini belirten bir gösterge olarak kabul edilir. Ayrıca Herodot Kaunosluların ayrı bir dil konuştuklarını anlatır. Gerçektende Kaunosluların Karia dilinde olmayan bazı harfler kullandıkları saptanmıştır. Kaunosluların kültür yönünden Karialılarla akraba ama kendilerine özgü kültür özellikleri olan bir kavim olduklarını anlıyoruz. Yine Herodot tarihinde, Pers Komutanı Harpagos’un Kariayı işgali sırasında adı geçen, özgürlüklerine ve onurlarına çok düşkün olan  Kaunoslular,  aynen Ksantoslularin yaptığı gibi teslim olmak yerine önce eşlerini, çocukları öldürerek ve şehirlerini yakarak, ölene kadar savaştılar.  Konumu dolayısıyla defalarca el değiştiren Kaunos, hiçbir zaman uzun süre kimseye yar olmadı. Pers istilası sonunda kurulan ve Atina önderliğindeki Atika-Delos birliğine katılan Kaunos’un limanının zaman zaman Atina’nın rakibi İsparta’nın da kullanması Kaunos’un tamamen Atina tesirinde olmadığının bir göstergesi olarak kabul edilir.  M.Ö. 387 yılında Sardes’te imzalanan Kral Barışı ile tekrar Pers yönetimine geçen Kaunos, özelikle kral Mausolos zamanında imar faaliyetlerine sahne oldu. Şehir, Mausollos’un Helenleştirme faaliyetleri ile yeni bir çehre kazandı. Şehirdeki Mausolos’un inşa ettirdiği büyük duvar ve Mausolos ve babası Hekatomnosun heykellerinin kaidelerinin bulunması bu çalışmaların küçük bir kanıtı.  Büyük İskender’in seferi sırasında adı geçmeyen Kaunos’un Karia Kralıçesi Ada’nın yönetimine bırakıldığı sanılır.  Antigonus/Ptolemy/Rodoslular

Şehrin başlangıçta Attica-Delos Birliğine ? ödediği yarım talentin birdenbire 10 talente yükselmesi ve Knidos, hatta Efes şehirlerinden daha fazla katılım ücreti vermesi çok ilginç. Bunu degişimi ticaretin çok artmasına ve şehrin aniden zenginlemesine bağlayabiliriz. Kaunosun en önemli ürünlerinden birisi eski çağlarda önemi bir diyet yemeği olan tuzlu balık idi. Bunun yanı sıra gemi yapımında ve onarımında kullanılan reçine ve karasakız Kaunos’un iki önemli ihracat maddeleri idi.  Dalyan nehrinin limanı doldurması ile önce güney-doğudaki limanı kaybeden Kaunoslular, iç limanı ve oldukça derin ve gemiciliğe uygun Dalyan nehrini kullanmaya devam ettiler. 

Sıtma ve meyveler

 Nehrin zamanla limanlarını doldurduğu Kaunos kentinde şüphesiz en büyük sorunlardan birisi sıtma hastalığı idi. Antik çağlarda nedeni bilinmeyen sıtmaya aşırı meyve yemenin neden olduğu sanılmakta idi. Ünlü Strabon, şehirdeki sağlıksız yaşam ortamını sıcağa ve aşırı meyve tüketimine yorar. İlginç olan, bu fikre Bergamalı ünlü hekim Galenus’da katılmasıdır. Galenus, fazla meyve yemenin zararlı olduğunu, hatta bundan kaçınan babasının 100 yaşına kadar yaşadığını anlatır. Kaunoslular bu sorunun bataklıklarda çoğalan sivrisineklerden meydana geldiğini hiç bir zaman anlamadılar. Şüphesiz Kaunosta yetişen en önemli meyve “cauneas inciri” olarak bilinen incirdi. Sıtma ve meyve konusundaki bu yanlış düşünce 14.  yüzyıla kadar devam etti. Türkiye’de veremin yanı sıra ikinci önemli hastalık olan sıtmaya karşı başlatılan büyük kampanyalar özellikle bataklıkların kurutulmalarıyla çok başarılı oldu. 

Gümrük Kanunları

Çok önemli bir liman olan Kaunosta gümrük binası ve gümrük kanunlarını içeren kitabeler bulundu. Bu kitabelerden Kaunos limanının bir zincir ile kapatıldığını anlamaktayız. Bunun yanı sıra Kaunosta şu ana kadar yeri bulunamayan tersanenin varlığından söz edilir.

Sodates

 Kaunosta yaşayan Sodates adlı hiciv ve güldürü ustasını hazin hikayesini de anlatmakta fayda var. İskender’in ölümünden sonra İmparatorluğu paylaşan generallerden Lyzmahos ve Ptolemus’a hizmet eden ama aslına bakılırsa yağcılık yapan Sodates, sonunda gerçeği anlayan Ptolemus’un gönderdiği askerler tarafından ayağına kurşun bağlanarak denize atıldı.

 Ressam Protogenes

Önce gemileri boyayarak geçimini sağlayan Protogenes, oldukça ünlü bir ressam oldu. Yaptığı bir keklik resmi o kadarki gerçeğe yakındı ki, keklikler resme yaklaşarak onunla beraber olmak istediler.  İskender’in ölümü üzerine Suriye ve Mısır krallıkları arasında el değiştiren Kaunos, tarihinde birçok kereler de Rodos tarafından yönetildi. Bir ara Roma tarafından Rodos’a verilen Kaunos, Roma’ya elçiler göndererek Rodos’a değil Roma’ya direkt olarak vergi ödemek istedigini söyler.  Romanın Anadolu’ya sahip çıktığı dönemlerde bu yabancı güce tek karşı koyan Pontus Kralı Mihridates oldu. Anadolu’da birçok şehirden destek gören Mihridates, Kaunos halkı tarafından da desteklendi. Hatta birçok şehirde gerçekleşen Romalıların katledilmesi Kaunos şehrinde de gerçekleşti. 

Kaunoslular antik yazarlar tarafından çok sağlıksız ve geri zekalı olarak nitelendirildiler.

Şehrin ziyareti

Şehir duvarları

Ziyaretçileri karşılayan görkemli kaya mezarlarından sonra, dikkatleri özellikle kuzeyde ve batıda şehri kuşatan iyi korunmuş şehir duvarları çeker. Şehir surları şehrin boyutlarını oldukça taşacak şekilde inşa edilmişlerdir. Şehir surları, akropol çevresinde görülen arkaik ve klasik çağ, yani erken dönem surları ve şehri çevreleyenler olarak ikiye ayrılabilirler. 

Liman

 Kaunos, güney limanı ve iç liman olarak tanımlayacağımız iki limana haizdi. Küçük kalenin doğusunda yer alan güney limanı ? günümüzde Dalyan nehrini getirdiği alüvyonlarla tamamen dolmuş ve karalaşmıştır. Bu limanın şehrin ilk kuruluşundan itibaren kullanıldığı daha sonra ise ulaşım için nehirden faydanıldığı sanılır.  Günümüzde Sülüklü Göl olarak bilinen iç limanın ise zincirlerle kapatılabildiği sanılıyor. Antik çağ yazarları, limanın ağzının  kapatıldığını  ve çevresinde  tersanelerin bulunduğunu yazarlar. Bu  iç liman kent tarihini son günlerine kadar önemini sürdürmüştür. Limanın tamamen kara haline gelmemesinin  nedeni ise antik limana dökülen dereler ve yeraltı sularının olduğu düşünülmekte.

 Akropolis

Şehrin tehlike anında sıgınılan Akropolu erken dönem ve geç dönem duvarları ile çevrelenmiştir.

Tiyatro

Akropolisin batı tarafında görülen tiyatro, anadoludaki en iyi korunmuş tiyatrolardan biridir. Dış duvarının bir kısmı yıkılmış olan tiyatro, Kaunos’ta ayakta duran yapılardan biridir. Yaklaşık 5000 kişilik bir oturma kapasitesi olan tiyatro, güneybatıya doğru yönlendirilmiştir. Helen tiyatroları geleneğine uygun olarak yamaca dayalı inşa edilmiş tiyatro, at nalı seklindeki formu ve oturma yerlerinden ayrılmış sahne binası ile Grek tiyatro formuna çok uyar.  Kaunosta yapılan kazılarda bir Bouleterion veya Odeon binasına rastlanmaması ve şehirdeki yazıtlarda da buna ilişkin bir bilgi olmaması burayı kazan hafirlere Kaunos Tiyatro’sunun hem şehir meclisi toplantıları için, hem de konserler, şiir okuma müsabakaları için kullanıldığını düşündürüyor. 

Tiyatro tapınağı

Tiyatronun 40 metre kadar doğusunda yer alan  tapınak, tiyatro ve şarap tanrısı Dionyisos’a ithaf edilmiş olmalıdır. Tiyatroda oyunlar başlamadan önce tanrı adına törenlerin yapıldığı bu tapınağın İ.Ö 4. yüzyılda yapıldığı sanılır. Tapınaktaki törenler sonrası rahiplerden ve oyunculardan oluşan kortejin tiyatroya inerek oyunları başlattığı düşünülür.

Ölçüm Platformu

Tiyatronun batısında, kayalar üzerinde yer alan bir yuvarlak yapının işlevi halen çözülememiştir. Temelinde bulunan bir damgalı amfora kulpu nedeni ile IS 150 senesine tarihlenen yuvarlak yapının üzerinde yer alan haç formu desenler, 4 ana yönü (kuzey, güney, batı, doğu) ve bunlarında eşit olarak kendi aralarında bölünmeleri ile 16 sektöre ayrılır. Bu sektörlere bölünmüş yapı, basamaklar üzerinde görülen isimler, işlevleri pek anlaşılmayan halkalar yapı konusunda değişik fikirlerin üretilmesine neden olur.  Hafirlere göre bu yapının  ünlü Romalı mimar Vitrivius’un kitabında zikrettiği ve şehirlerin cadde ve sokaklarının yönlendirilmesinde kullanılan ve rüzgar yönlerini tespit eden bir rüzgar platformu olma ihtimali çok fazla. Başka antik şehirlerde pek fazla karşımıza çıkmayan bu anıt, gerçekten eşsiz bir yapı. Yapıdaki halkaların günlük yaşamda mı kullanıldıkları, veya dini törenler sırasında adak hayvanlarını bağlama yeri mi oldukları belirsiz.  Kubbeli Bazilika

Kaunos’daki en iyi konumlanmış yapılardan biri olan Bazilika, tiyatro ve Roma hamamın arasında inşa edilmiştir ve İ.Ö 4. yüzyıldan itibaren kutsal alan olarak kullanılan bir teras üzerinde yer alır. Kare planlı ve tonozlarla örtülmüş üç nefsi bu bazilikayı ortadaki kubbe taçlandırmakta idi. Üç kapıdan girilen kilisede ambon kursusu ve ikonastasis  bema bariyeri görülebiliyor. Kilisedeki kalıntılar yapının 6. yüzyıl veya 7. yüzyılın basında yapıldığını gösteriyor. Kiliseyi süsleyen fresklerden bir iz kalmamış olmasına rağmen, mozaikler yer yer görülüyor. Özelikle, burada bulunan ve içinde asma yaprakları ile süslü kantaros ilginç.

Roma Hamamı 

Roma İmparatorluk çağının en görkemli yapılarından biri olan Hamam günümüzde Kaunos müzesi olarak düşünülmektedir. Yapı, spor aktivitelerinin yapıldığı Palestra ve Therme, yani hamam kısmından oluşur. Palestranın, idman alanını çeviren stoalarda Kaunoslu gençlerin eğitim aldığı salonlar ve sporcuların hazırlandığı, vucutlarına pudra sürdüğü odalar ele geçmiştir. Simetrik bir plana sahip olan Roma hamamında Palestradan önce toplantı, tören ve salon sporlarının yapıldığı ve diğer odalara geçisi sağlayan Amblacrumlara geçilir. Buradan ılık bölüm olan Tepıdarium’a, oradan Sıcaklık bölümü Kaldarium’a gecikir.  Hamamın tam ortasında içinde bir havuz bulunan  Frigidarium, yani soğukluk kısmı vardır. Apsis  kısmı ile adeta bir kiliseye benzeyen bu bölüm Bizans döneminde kiliseye çevrilmiştir. Kaldarium ve Frigdarium arasında ise Lakonicum, yani terleme odası bulunur.

Yuvarlak Yapı Kutsal Tapınak

 Kaunosun en kutsal mekanlarından biri olan teras tapınağı 1967-1969 yılları arasında kazıldı. Bu çalışmalar sırasında bir tapınak kalıntısı, yuvarlak bir yapı ve onun üzerine oturmuş bir kilise kalıntıları bulunmuştur.  Kilise kalıntıları, altında yer alan yuvarlak yapıya ulaşılmak için tamamen ortadan kaldırılmıştır. Kentin kurucusu kahramana  ithaf edilmiş  olan bu heroon-abaton  yuvarlak yapıda yapılan kazılarda 14 sütundan meydan gelen bir yuvarlak sütun sırası, bir exadra ve yapının tam ortasında bir sunak bulunmuştur. Buluntular, ortadaki sunak ve girişi olmayan exedra bu yapının dini bir işlevi olduğunu düşündürmektedir. Arkeologları oldukça sevindiren buluş, sunağın hemen yanında açılan bir sondaj çukuru ile keşfedildi. Yuvaklar yapının tabanının yaklaşık 6.5 metre aşağısında 3.5 metre boyunda, iki parçaya bölünmüş bir monilit taş bulundu. Burada bulunan çok sayıda seramik, kül artıkları, hayvan kemikleri bu taşın bir kült objesi olduğunu gösteriyor. Ele geçen çanak-çömlek buranın bir kutsal alan olarak  İ.Ö 5 yüzyıldan itibaren kullanıldığını gösterir.  Bu taşın Kaunosun tanrı kralı Basileus Kaunos’a ait olduğunu gösterir. Kaunoslu hafirler, bu bölgede basılan ve üzerinde piramidal formlu monolitin gösterildiği paralara dikkatimizi çekiyorlar. Özelikle İ.Ö 5 yüzyılın ilk yarısında basılan bu paralarda ön yüzde kanatlı bir figür arka yüzde ise monolit görülür. Bunun yani sıra yine paralar üzerinde görülen K ve B harfleri Kaunosun ilk ismi KBID’in ilk iki harfi olması nedeniyle çok anlamlı.

Apollon kutsal alanı

Agoradaki ünlü stoanin kuzeyinde yer  alan bölge buluntulardan anlasildigina göre Apollo kutsal alanıdır. Stoanın duvarına dik ve kuzey-güney istikametindeki  bir açmada birçok heykel bulundu. Bu heykelerin arasında kral Mausollos ve babası Hekateomnos’un da heykellerinin bulunmasi çok ilginç. 27 yıl sonra aynı bölgede kazı yapan hafirler burada, ünlü Kaunoslu ressam Protogenes’in diktirdiği, üzerinde iki yakın arkadaşı, anne babasının ve kendisinin heykellerinin bulunduğu exedranin parçalarını ve bu adı geçen heykellere ait kaideleri buldular.  Sanatçı, İskender ve onu izleyen Diadochlar döneminde ünlenmiş, fresk yapımı, heykeltraslık ve heykel dökümü konularında ünü antik dünyaya yayılmıştır. Rodos’ta bir Atölyesi olduğu bilinen Protogenes doğduğu şehir Kaunosta bir exedra yaptırması çok doğal. Dönemin ünlü ressamı Apelles ile rekabet içinde olan Protogenes, bu exedrayı tüm tanrılara adamıştır. Bunun yanı sıra burada bulunan bir step ? ise bölgeyi Apollon kutsal alanı alarak bahsetmekte. Hafirler bu alanın Helenistik dönemde Apollon olarak tapınılan Basileus Kaunos’un burada tapınıldığını sanırlar. Bu alanın önemini ve kutsallıgını burada bulunan Kybele, Hekate, Nike, Hermes ve yılan heykelcikleri gösterir.  Karia ve Grekçe lisanlarının beraber kullanıldığı bir çok dilde yazılmış yazıtta burada bulundu. Anadolunun ölü dillerinden biri olan Kar dilinin çözülmesi açısından çok önemli olan bu kitabe şimdiye kadar bulunan ikinci uzun yazıttır. Kitabe, iki Atinalının yaptıkları hayırseverlikten dolayı onurlandırılmaları ile ilgilidir. Şehrin adı Karia dilinde Kbid olarak geçer. 

Artemis kutsal kayalığı

Apollon’un kutsal alanının yanı başında bulunan Artemis veya Kaunos Kybelesi heykelciği burada başka antik şehirlerde olduğu gibi Artemis ve Apollon’un yan yana tapınıldığını gösterir. Odalardan birinde doğal halinde gösterilen kayalık burada Kybele ve Artemis kültünün varlığını gösterir. 

Liman Agorası

Sadece %25’i kazılabilen Agora,  Helenistik dönemden beri  kullanılmakta idi. Şehrin ticari, idari ve sosyal merkezi olan agorada sınırlı olarak yapılan kazılar, Stoa ve Çeşme yapılarının kazılması dışında, şehrin tarihine ışık tutan birçok yazıt ve heykel kaidesinin bulunmasına neden oldu.  Bronzdan dökülen, ama metalin tekrar kullanılması için eritilen bronz heykeller günümüzde artık yok. Hafirler eritme işinin Bizans dönemine tarihlenen yuvarlak fırında yapıldığını öne sürerler. Ama bu heykel ve anıtlarla dolu olan Kaunos Agorasının güzelliğini tahayyül etmemizi engelleyemez.  Bu anıtlar arasında şehirde oldukça tanınan, Basileus Kaunos, Zeus Polis ve Lego tapınaklarının rahibi, büyük hayırsever Quintus Vedius Capito’dur.  Bağış anıtı

 Kaunos Agorasında bulunan ikinci ilginç anıt üzerinde kente bağışta yerli ve yabancıların isimlerinin listelendiği bağış anıtıdır.   Şükran anıtı ise Kaounosluların kendilerini Rodos’un zulmünden kurtaran Romalılar teşekkür etmek için diktikleri bu anıt, Roma halkını temsil eden bir elinde mızrak tutan devasa bir heykeldi.  

Murana anıtı ????

Bağış kumbarası 

Günümüzde kutsal yerlerde bağış toplamak için konulan bağış sandıklarının benzerlerini tapınak, kutsal alanlarda ve hatta yaya trafiğini çok yoğun olduğu pazar yerlerinde görmek mümkündü. Kaynaklarda adı geçen ama pek sık görülmeyen bu bağış kumbaralarından birinin bulunması gerçekten önemli. 

Çeşme 

Stoanın Doğusunda yer alan çeşme, 1969 yılında başlayan kazılar ve onu takip eden yıllarda yapılan restorasyon nedeniyle bütün ihtişamıyla ayakta durur. 

Gümrük Nizamnamesi

Çeşmenin  batı duvarı diş yüzünde yer alan yazıtlar Kaunosda uygulanan yeni Gümrük Nizamnamesini içerir. Bu nizamnamedeki kararlar, limanları sığlaşan Kaunos şehrinin gemicileri bu limanları kullanmaya teşvik etmek için aldığı bazı kararları gösterir. Bu yazıtlarda vergilerin düşürüldüğü, ama vergi kaybının verdiği zararların iki Kaunoslunun bağışladığı 60.000 Dinar ile karşılanacağı ve bu nedenle bu iki hemşerinin mükafatlandırılacağına ilişkin yazıtlar vardır. Göz melhemi yapımında da kullanman tuzdan alınan vergiden taviz verilmemesini Hafirler, geliri tamamen devlete ait olan  tuza olan çok büyük talebe bağlıyorlar.  Gelen mallar aynı gün içerisinde tekrar çıkarılırsa kayıt edilmediğini ve  vergi ödenmediğini; eğer 2 gün kalacaksa kayıt edilmek zorunluluğu olduğunu ama yine vergiden muaf olduğunu; rıhtıma indirilmiş ama başka bir yere götürülecek malların ise kaydedilmesi gerektiğini ama bun malların vergiden muaf olduklarını  gümrük nizamnamesinden anlıyoruz. Bu kurallara uymayanlara cezalar verildiği, hatta mallarına el koyulduğu açıkça belirtilir.  Kaunos gümrük Nizamnamesinde bazı özel vergilere de raslıyoruz. Bunlardan birisi Afrodit’in kutsal odası’nın bakımı için toplanan vergiydi.

Afrodit’in Kutsal odası

 Kaunos Agorasının kuzey sınırını çizen Stoa’nın bir parçası olan Afrodit’in kutsal alanı, stoanın planını adeta bozacak şekilde inşa edilmiştir. Burada bulunan bir mermer sunak ve üzerindeki figürler bize bu odanın işlevi hakkında bilgi verir. Sunak üzerinde elinde uzun asası ile ayakta duran tanrı Zeus; onun karşısında ise kucağında Eros figürü bulunan Afrodit görülür. Gemicilerin koruyucusu ve onlara şans getiren Afroditin önemini bu kutsal alan için özel vergi toplanmasından ve bu kutsal odanın limanda yer almasından da anlayabiliriz.  Bu odanın Stoanın duvar akslarına pek uymaması ve İ.Ö 6 yüzyıla kadar inen adak heykellerinin bulunması burada erken dönemlerde bir tapınak bulunma olasılığını güçlendiriyor.

Kaunos Nekropolu

Kanosu ziyaret edenleri ilk selamlayan, artık Kaunos’un simgesi sayılan  ünlü kaya mezarlarıdır. Buradaki altı tane tapınak formlu mezarların yanı sıra güvercin yuvası formlu mezarlar, lahit tekneleri ve bağımsız anıtsal mezarlar da karşımıza çıkar.  Biri hariç hepsi İon düzeninde olan tapınak tipi mezarların sadece bir kişi için değil, aile mezarı olarak inşa edildiklerini, mezarların içindeki kenelerin ? (sedirlerin) yerleşiminden anlıyoruz. Üst ve yanları oyularak anakayadan ayrılan bu mezarlarda bulunan sunu sekileri ilginç.  Kaya mezarları ile ünlü Likya’nin kuzey sınırında olan Kaunos’un bu tapınak tipi mezarların en güzellerine sahip olması ve Likya’daki Tapınak tipi mezarların Kaunos’a yakın antik kentlerde karşımıza çıkması bu geleneğin Kaunostan yayıldığı fikrini ortaya atar.

 

 

Home
Up

Yesilyurtlular Tatil sitesi kiralik Villa

 

 

Home ] Up ] Halikarnas ] Bodrum Kalesi Muze ] Bodrum Yarimadasi ] Bodrum Yakininda ] Mavi Tur ] Bodrum Restoranlar ] Emlak ] Bodrum Bilgi ] E Posta ]

[ Home ] [ Up ]  Copyright © Bodrum Rehberi