BODRUM YARIMADASI
BARDAKÇI
Bodrumla Gümbet
arasında yer alan Bardakçı Koyu, Bodrum’un hemen yanı başında yer alır.
Birkaç otelin yer aldığı bu koy adını testi anlamında kullanılan
bardaktan alır. Antik çağlardan itibaren çeşmesi ve suyu nedeniyle anılan
bu koydan Bodrumlular çok güzel bir içme suyu sağlamakta idiler. Kayıklarla
su alınır ve Bodrumda satılırdı. Bu koy ile ilgili bir söylence bize
Hermafrodit efsanesinin anlatır. Ticaret tanrısı Hermes ve güzellik tanrıçası
Afrodit'in oğlu Hermeafrodit bu koya gelir. Bu koyda yaşayan su perisi Salmakis
onu görünce aşık olur. Aşkına karşılık göremeyen Salmakis de tanrılara
yakararak Hermeafrodit'in bedeni ile kendi bedeninin birleşmesini sağlar.
Böylece mitolojide hem erkek hem de kadın bedeninin özelliklerini taşıyan
Hermeafrodit ortaya çıkar.
Zeki Müren’in sıkça yüzmeye gittiği bu
koy "Zeki Müren koyu" olarak da bilinir. Bardakçı koyuna ulaşım gerek kara
yolundan gerekse Bodrum yat limanında bulunan Kaymakamlığın hemen karşısından
kalan dolmuş motorlar ile ulaşılır.
AKVARYUM

Gümbet
ve Bitez arasında kalan bölgede, güneye doğru uzanan bir yarımada ve İç
Ada (Görecik adası) arasında kalan ve Bodrumluların
Akvaryum diye isimlendirdikleri yer, Bodrumda
yapılan tekne gezilerinin vazgeçilmez duraklarından birisidir. Burada pırıl
pırıl bir boğaz ve enfes bir koy vardır. Gündüz, günübirlik tur yapan
teknelerin ziyaret ettiği akvaryumda gece ise mavi tur tekneleri geceleme
yapar. Bitez'den açılan yeni bir yol ile Akvaryum'a kara yoluyla da ulaşmak mümkün.
TUZLA KUŞ CENNET
Bargilya'nın hemen yani başındadır.
Bu sulak alanın gözdesi flamingolardır.
GÜMBET
Bodrum’dan
sadece 2 km uzaklıkta olan Gümbet dolmuşlarla 5 dakikalık bir mesafede. 24
saat ulaşım devam ediyor. Bodrum’a yakınlığı ve eğlence yerlerinin çokluğu
nedeni ile çok popülerdir. Yaz aylarında oldukça kalabalık olan Gümbet’te
kamp yerinden en lüks otellere kadar her türlü konaklama imkanı bulmak mümkün.
Adını, bölgede çok görülen su sarnıçlarından alan Gümbet, Bodrum’un
ve Mavi yolculuğun tanıtılmasında büyük payı olan Cevat Şakir’in mezarına
da ev sahipliği yapar. Bol rüzgar alan Gümbet, sörf için idealdir. Bunun
yanı sıra parasailing ve su kayağı için uygun koşullara sahip. Sahilde birçok
su sporları tesisleri olan Gümbet sahilinde her türlü su sporunu yapmak mümkün.
Tepelerde yer alan yel değirmenleri güçlü rüzgarın sessiz tanıklarıdır.
BİTEZ
Adı ünlü “Çökertme” türküsünde geçen ve Yunanca bağlık, bahçelik
anlamında olan Bitez, Bodrum’a 8-10 km uzaklıktadır. Bitez Yalısı, Bağla
ve Ada Burnu arasında Gümbet’ten sonra ikinci ana koyda yer alır Bitez
kasabası, deniz kıyısından yarımadanın en yüksek tepesi olan Oyuklu’ya
doğru yeşilin bütün tonlarını görebileceğiniz bir şekilde uzanır. Yalıdan
başlayarak çok geniş bir alana yayılan mandalina, zeytin ağaçları
Bitez’i Bodrumun en yeşil ve güzel
köşelerinden biri yapar. Bitez’de geçimini topraktan sağlayan ve denizle
barışık insanlar yaşar. Kışın oturanların sayısının oldukça azaldığı
Bitez’de evler, bahçeler içinde yer alır. Bodruma çok yakın olan
Bitez’de hem doğayla iç içe sakin bir hayat yaşamak,
hem de Bodrumun hareketli hayatına yakın
olma imkanınız var.
İlkbahardan
itibaren sahil şeridinde bir çok otel ve restoran tatilcileri ağırlar.
Önceleri, Bodrumluların yazlık evlerinin bulunduğu Bitez günümüzde
oldukça değişmiştir.
Sahilde yer alan asırlık ağaçlar
gölgelerini dünyanın yedi köşesinden gelen turistlere sunarlar. Bitezde
pansiyon evlerden, apart otellere ve çok yıldızlı otellere kadar her keseye
uygun konaklama tesisi bulunur. Bitez yalısı birbirleri ile yarış eden
zevkli bir şekilde dekore edilmiş birçok iyi restoranı barındırır.
Yalı, yani
sahil şeridi yarımay şeklinde uzun bir kumsaldır ve halka açıktır. Koyun
doğu yani Adaburun tarafı sığ ve hafifi bataklık olduğu için denize
girmeye çok elverişli degil. Batıya doğru plaj düzelir. Biten sahili
uzmanlara göre rüzgar sörfü için dünyadaki en uygun köşelerden biri.
Sabah rüzgar, öğleden sonra meltem, sörfe ve yelkene çok uygun bir ortam sağlar.
Bu özellik, dünyanın değişik yerlerinden gelen sörfçüleri
Bitez’e çeker.
ORTAKENT
Bodrum yarımadasının
en eski yerleşme yerlerinden biri olan Müskebi, Bodrum-Turgutreis yolunun
ortasında kalması nedeniyle Ortakent adını almıştır.
Bodruma 12 kilometre uzaklıkta yer alır. Ortakent, kuzeyden Mandıra,
Pazar ve Baldıran Dağları ile çevrilidir. Uludere Deresi ise, Ortakent ve
Yahşiyi birbirinden ayırır. Yüzölçümü 22.000 kilometrekare olan Ortakent,
1999 yılında belediye oldu.
Ankara Üniversitesi
DTCF Profesörlerinden Dr. Yusuf Boysal tarafından 1963-1966 yıllarında kazılan
ve İÖ 14. yüzyıla tarihlenen Geç Miken çağı Mezarları ve bu mezarlarda
ele geçen eşsiz Miken Çanak Çömleği, Ortakent’in çok eskilere inen
tarihinin kanıtlarıdır. Ne yazık ki günümüzde bu çok zengin Miken
koleksiyonu Bodrum müzesinde müzede sergilenmemekte.
Ortakent
tepelerdeki yel değirmenleri ve Bodrum yöresel mimarisinin en eski ve en güzel
kule tipi evlerinin barındırması açısından gerçekten çok önemli bir
yerleşme birimidir. Yerel halkın kendilerinin korumak amacı ile sahilden
uzakta inşa ettiği bu evler, koruma amaçlı üç katlı ve kule seklinde inşa
edilmişlerdir. Bu evlere giriş birinci kattan değil ikinci kattan yapılarak
bir savunma sistemi sağlanmıştır.
YAHŞI YALI
Dağlarla uzun
kumlu bir sahil şeridi arasında kalan bu yemyeşil alan, mandalina
bahçeleri ile doludur. Ortakent-Yahşi-Kargı sahili Bodrum yarımadasının
en güzel ve en uzun sahil şerididir. Ortakent’in ekonomisi hala narenciye,
zeytin, incir ve hayvancılığa dayalı olmasına rağmen gittikçe önem
kazanan turizm daha çok yalı kesiminde yoğunluk kazanır. Burada yer alan iki
katlı Rum evleri koruma altındadır. Denizi biraz soğuk olan Ortakentin denizi
ve sahili çok temiz. Hem Muskebi, hem de Kargıcık koyu Mavi Bayrak ödüllü.
Son yıllarda Ortakent Yahşi Belediyesinin yaptığı sahil şeridinde yaptığı
güzelleştirme çabaları ile yalısı çok cazip bir hale geldi. Ortakent yalısının
hemen açığında yer alan Çelebi Adası kıyıları rüzgar sörfü için
ideal noktalardan biridir. Adanın
kuzeyinde ise küçük bir plaj bulunur.
Her yıl
Ortakent Yahşi’de civar illerden gelen develerin de katıldığı
geleneksel Deve Güreşi Festivali var. Ortakente ayrıca bir de
deveciler restoranı var.
Ulu derenin batısındaki
Yahşi ise güzel anlamında. Bütün su sporlarının yapıldığı bu sahilde
birçok otel ve restoran bulunur.
Ortakent Çakmaklı mevkiindeki yapının
eskiden kilise ve piskoposluk merkezi olduğu sanılır.
KARGI KOYU
Essiz sahili ve kumu ile Bodrumdaki
en güzel koylardan biridir. Mavi tur ve günlük teknelerin ugrak yeridir. Yazın
sahilde bulunan develer nedeni ile deve plajı olarak da bilinir.
BAGLA
Bodruma 14 km
uzaklıkta olan Bağla koyu, yarımadanın en bilinen ve
sevilen koylarından biridir. Bir dinozor kafası gibi uzanan Bağla
Burnu, 15. yüzyılda Piri Reis haritasında gösterilir. Tatlı su kaynağı, güzel
koyu, selvi agaçları ile Bodrumluların teknelerle geldigi çok sevilen mesire
yerlerinden biri olan Bağla koyu, son yıllarda yapılan yakınında inşa
tatil siteleri ve ve koyda inşa edilen büyük otel nedeniyle tamamen değişmiştir.
ASPAT
Bağla koyunun
biraz ilerisinde yer alan Aspat Koyu ve üzerinde bir Venedik Kalesi bulunan
Aspat tepesi gerçekten görülmeye
değer. Şarkılara konu olmuş bu ünlü kale, Bodrum yarımadasında çok
uzaklardan görülür. Yörenin ünlü folk şarkısı “Halilim” de adı geçen
Aspat Yalısı ismi kurak, sulanmaz anlamına gelen Aspartos’tan gelir. Ünlü
seyyah Evliya Çelebinin Seyahatname’sinde adı geçen Aspat’ta, bir çok
tatlı su kaynağı vardır. Evliya Çelebi, kaleden ve buradaki ünlü su kaynağından
bahseder. Bu bölgeden geçen gemilerin su ikmali yaptığından, suyun çok iyi
olduğundan ve kalitesinin uzun süre bozulmadığından bahseder. Dar bir
patika yol sizi tarihi kalıntıların
bulunduğu tepeye ulaştırır. Tepede yer yer yıkılmış olan Aspat kalesi bütün
heybetiyle yükselir. Buradaki kalenin bir gözetleme kalesi oldugu sanılır.
Kuzey batı rüzgarlarına
kapalı Aspat, teknecilerin uğrak yerlerinden birisidir. Yatcıların ve denize
girenlerin faydalanacağı içme suyu kaynakları bulunur. Sahilde ünlü Giritli
Arap Ağa’nın taş evi yer alır.
KARAİNCİR
Bodrumdan 16 km
uzaklıkta bulunan Karaincir, Bodrum gezi teknelerinin önemli durak yerlerinden
biri olup Bodrumdaki en sevilen
koylardan biridir. Eskiden sadece incirinin bolluğu ile tanınan Karaincir, günümüzde
birçok otel ve restoran ile turizme hizmet veriri. İnce kumlu 500 metrelik
sahili iki tarafı tepelerler çevrili olup poyraza kapalıdır. Sahilde yer
alan restoranları, teknelerden çıkanları karşılar. Karaincir'de özellikle
gözleme ve börekleri ile ünlü restoranlar var.
AKYARLAR
Yarımadanın en
güney ucunda yer alan Akyarlar, Bodrum’a 22 uzaklıktadır ve Akyarlar Burnu
ve onun 1 mil dogusunda yer alan Koca Burun arasında yer alır. Beyaz kayalıklardan
oluşan bu nedenlede “Akyarlar “ olarak anılan Akyarlar Burnu, İstanköy’den
3 deniz mili uzaklığındadır. Akyarlarlar’dan iyi havalarda ve geceleyin
hemen karşısında yer alan İstanköy evleri görülür. Antik çağlarda da
olduğu gibi gemiler İstanköy ve Akyarlar arasındaki sulardan geçerler.
Önceleri bir süngerci
ve balıkçı köyü olan Akyarlar, günümüzde deniz sporlarının yapılmasına
olanak sağlayan önemli bir tatil
kenti olma yolunda. Özellikle rüzgar sörfü ustalarının gözde mekanlarından
biri. Genelde karadan denize doğru
esen ve sahile doğru şiddetini arttıran bir rüzgar var. Sahile inildiğinde,
sağda balıkçı barınağı, ortada restoranlar ve solda ise bir ay şeklinde
yayılan kumsalı yer alır. Ilık
deniz suyu, kumsalı ve yemyeşil doğası ile birçok tatilciyi kendine çeker.
Akyarlar bol rüzgarı ile rüzgar sörfüne çok uygundur
İlkbaharda
Akyarlar’ı çevreleyen yamaçlarda birçok dağ çiçeği ve nane
bulabilirsiniz. Akyarları ziyaretiniz sırasında, yürüme mesafesindeki eski
bir Leleg yerleşmesi olan antik Termera kentinin yer aldığı küçük koyu
da ziyaret etmeyi unutmayın.
Biraz ilerde yer
alan Kemer Köyü sahilde yüzmek içiçn çokm uygun. Buradaki Hüseyin Burnu
Feneri 1931 yılında Fransızlar tarafından yapılmış. Fenerin yakınında
“kum hamamı” olarak bilinen kumsal ve plaj yeri var.
TURGUTREİS
Bodrumlular şöyle der:
Kadı kalesinde gün
batımı
Karaincirin kumu
Bağla’nın suyu
Ünlü Türk
amirali Turgut Reis’in ismini alan bu yerleşme yeri, Bodruma yaklaşık 20 kilometre uzaklıktadır. Batısında yer alan irili ufaklı 14 ada ve etrafını
çeviren dağlar ile Turgut Reis, Ege ve Akdeniz’in birleşme noktasında olup
yarımadanın en güzel köşelerinden biridir. Turgutreisi deniz tarafından çeviren
adalar ve onların ötesindeki
Kos ve Kalynos gibi Yunan adalarının görünümü gerçekten eşsizdir. Yarımadanın
adeta giriş kapısı olan Turgut Reis, bu nedenle tarih boyunca
tehlikelere açık olmuştur. Kıyıları irili ufaklı koylarla bezenmiş
olan Turgutreis’in çevresinde yükseklikleri 300 metreye kadar ulaşan ve
denize dik bir şekilde yanaşan Doru,
Boz, Pamuklu, Çatal, Çukur ve Asar Dağları var. Eski dönemlerde Turgutreis,
kara renkli kumundan dolayı Karatoprak olarak anılmış.
Turgutreis’in
batısında bulunan Yassıada yakınında
bir çok antik geminin battığı bir sığlık keşfedilmiş ve bu gemilerde
ikisi kazılmıştır. Günümüzde İspanyol şapeli olarak bilinen ve Osmanlı
döneminde camii olarak kullanılan bu binadaki eserlerin tümü Turgutreis Yassıada’dan
gelmiştir. Turgutreiste narenciye esas geçim kaynağı. Özellikle mandalina, incir
ve üzüm yetiştiriliyor.
Bodrum Turgutreis
Satılık Villa
KADI KALESİ
Kadıkalesi
koyu, Turgutreis’in 4 kilometre
kuzeyinde ve Bodrum’dan yaklaşık 22 km uzaklıkta yer alır. Tarihi çok
eskilere kadar inen bu koyun, Lelegler tarafından iskan edildiği, buranın
antik çağlarda Pedasos ismiyle anıldığı ve
Pedasos’un yarımadadaki 8 Leleg şehrinin ilki ve bu şehirlerin başkenti
olduğu ileri sürülür. Koya adını veren ve bir burun üzerinde yapılmış
kale, Helenistik dönemde inşa edilmiş. Kadikalesi’nin geniş ve
kumlu olan mükemmel kumsalı
mandalina bahçeleri ile çevrilmiştir. Karşı tepede bir Bizans kilisesi ve
çınar ağaçları altında tarihi bir
çeşme var.
Günümüzde bir
çok otel ve tatil köyünü barındıran Kadıkalesi gün batımının
güzelliği ile de ünlüdür.
GÜMÜŞLÜK

Antik çağlarda
önemli bir yerleşme yeri olan Myndos şehri kalıntıları üzerinde kurulmuş
olan Gümüşlük, Bodrum yarımadasındaki en güzel yerlerden birisidir.
Bodrumdan gelirken gözünüze çarpan yel değirmenlerinin olduğu tepeden
harika bir Gümüşlük manzarası vardır. Ama amacınız antik limanı ve bütün
güzelliği ile Gümüşlüğü seyretmek veya fotoğraflamaksa Gümüşlüğü
girerken sağa giden yolu secin biraz sonra gerçekten neden kesen bir Gümüşlük
manzarası ile karsı karsıya kalacaksınız. Buradan tekrar Gümüşlüğe döndüğünüzde
sizi önce oldukça büyük bir park yeri daha sonrada çok sayıda balık
restoranı karsılar. Eğer çok aç değilseniz yemek isini biraz sonraya bırakıp
önce Gümüşlüğü keşfedin. Önce sağa donup, bu çok korunaklı limanı
ve yol boyunca dizilmiş harika Bodrum evlerinin zevkini çıkartın. Çoğunun
yabancılar tarafından isletildiği bu pansiyon evlerden sonra, antik Myndos'a
ait duvarları, sütun parçalarını görmeye baslarız. Bu rüzgarlara kapalı
muhteşem liman gerek antik cağlarda gerekse günümüzde adeta bir cennet. Bu
arada sağa doğru çıkan yolu biraz yürürseniz, antik Myndos'un ayakta kalmış
birkaç binasının görmeniz mümkün. Koyun
ucuna, hatta biraz daha ileriye acık denizi ve görkemli dalgaları
izleyebileceğiniz Gümüşlüğün kuzeyine kadar yürüyün. Tekrar
merkeze döndüğünüzde bu defa büyük koya doğru
yürüyün. Önce ayakkabılarınızı çıkartın ve turist olarak görevinizi
yapın. Tavsan adasına bir yürüyüş yapın. Ada üzerinde, adaya ismini
veren tavşanların yani sıra antik şehrin kalıntılarını ada üzerinde ve
su altında görmek mümkün.
Başlangıçta
bir Leleg şehri olarak kurulan Gümüşlük, M.Ö. 4.yüzyılda kral Mausolos döneminde,
nüfusunun büyük bir kısmının Halikarnassos’a göç ettirilmesi ile öneminin
kaybetti. Günümüzde hala izleri fark edilen Mindos şehri, İskender'in fethine
şiddetle karşı durmuş bir şehirdir. Iskender’e direnen ama sonradan
generallerine teslim olan Mindos, tarih boyuca önemli bir liman kenti olmayı sürdürmüştür.
Bir ara Sezar’in katilleri Brütüs ve Cassius’un askeri bir üst olarak
kullandığı Gümüşlükte, hala antik dalgakıran, şehir duvarları ve
kuleler fark ediliyor. Buna karşın
antik çağ yazarlarının bahsini ettiği tiyatro, stadyum gibi yapılar günümüze
kadar ulaşmamıştır. Günümüzde doğası, harika balık restoranları ve özellikle
iyi korunmuş eski evleri ile Gümüşlük mutlaka gitmeniz gereken yerlerden
biridir.
Doğal sit alanı
olan ve yeni yapılara izin verilmeyen Gümüşlükte ağaçlar içinde kaybolmuş
eski Bodrum evlerinin ve essiz doğanın tadını
çıkartın.Antik yazarların zikrettiği birçok yapı günümüzde artık yok.
Günümüze kadar ulaşmış iki kiliseden birisi sanat galerisi, tepede yer ikincisi
ise bar olarak kullanılıyor. Mavi Bayraklı Gümüşlükte her taraftan denize
girilebilir. Gümüşlük ve çevresindeki koylar turistlere benzersiz güzellikler
sunarlar. Gümüşlük pazarı Çarşamba günü kurulur.
Yalıkavak yönünde
Koyun baba’da ise dikkatinizi yeşil renkli kayalar çekebilir. Yumuşak ve
islenmesi çok kolay olan bu kayalar Halikarnasta kral Mausolos için inşa
edilen ve dünyanın 7 harikasından biri sayılan anıt mezar için
kulllanılmış.
Karakaya Köyü
Gümüşlüğün
adeta tepesinde yer alan Karakaya köyü sırtını kayalara dayamış görkemli
Rum evleri evleri ile mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Nüfus mübadelesi
sırasında terk edilen, daha sonra yeni sahipleri ile yavaş yavaş tekrar
hayat bulan bu evler gerçekten görülmeye
değer.
GERİŞ KÖYÜ
Yalıkavak’ın
güneyindeki tepe üzerinde yer alan ve Bodrumun Tibeti olarak bilinen Geriş köyü
ilginç evleri, benzersiz manzarası ile ziyaret edilmesi gereken
bir yerdir. Birçok ünlünün yıllar önce keşfettigi Geris’in yakınında
Uranion şehrinin kalıntıları yer alıyor. Burada Alinin Kahvesinde veya
Ahmet Beyin işlettiği Panaroma Pasanda'da oturup içkinizi yudumlayabilirsiniz.
SANDİMA KÖYÜ
Yalıkavaktan 2
kilometre uzaklıkta bulunan Sandima köyü terk edilmiş görüntüsü veren
eski taş evlerden oluşuyor ve enfes bir panaromik Yalıkavak manzarası
sunuyor. 1923’de Yalıkavak ismini alan yerleşme, belirli bir nüfus yoğunluğunu
aşınca Belediyeye dönüştü.
Yalıkavak
Bodrum’a 18 km
uzaklıkta olan Yalıkavak, yarımadanın kuzey doğusunda yer alır.
Bodrum’dan Yalıkavak’a yapılan bir yolculukta sizi önce bir sıra
Bodrumun simgesi haline gelen yel değirmenleri ve Yalıkavak sahilinin eşsiz
manzarası karşılar. Yalıkavak yel degirmenlerinin en çok karşımıza çıktıgı
yerdir. Başlangıçta bir süngerci köyü olan ve yarımadanın en ünlü süngercilerinin
doğduğu yer olan Yalıkavak, günümüzde
çok önemli bir turizm beldesine dönüşmüştür. Tepelerde ve sahilde yer
alan yel değirmenleri, güzel koyları, kumsalları ve son yıllarda açılan
turizm tesisleri ile Yalıkavak ön plana çıkar. Yapılan araştırmalardan,
Yalıkavak’in tarihinin M.Ö. 2000 yıllarına kadar indiği ve buranın ilk
sakinlerinin Lelegler olduğu anlaşılır. Yalıkavak çevresinde yer kaya
mezarları, sur kalıntıları Yalıkavak’ın zengin tarihinin sessiz tanıklarıdır.
Bunun yanı sıra Yalıkavak’ın Paşa, Tilkicik ve Agaçbaşı koyları çok ünlüdür.
Ayrıca
Arka küdür Koyu son derece keyifli bir yüzme ve yürüme alanıdır. Bu
koya Küdür Camiinden sonra sola dönülerek ve Fok Caddesi takip
edilerek ulaşılır. Kendine özgü sahili, gürültüsüz atmosferi, birçok
seçkin restoran ve oteli ile Yalıkavak, yerli ve yabancı birçok ziyaretçiyi
çeker. Suyu ve su kaynakları bol olan Yalıkavak oldukca yeşildir. Eskiden
tepede yer alan Sandima köyünün limanı olan Yalıkavak, nüfusun buraya
göç etmesi ile önem kazandı. Güllük
Körfezi ve Mandalya koyuna girmeden son liman olması, Yalıkavağı Yat turizmi
açısından çok önemli bir yer haline getirir. Şu anda inşa edilen Yat
limanınI bu konuda büyük faydalar sağlayacaktır.
Yalıkavak
Tilkicik Koyu Satılık Malikhane
GÜNDOĞAN
Eskiden Farilya
olarak bilinen Gündoğan Bodruma 25 kilometre uzaklıkta olup, yarımadanın en
eski yerleşmelerinden biridir. Önceleri balıkçılık, zeytincilik, sünger
avcılığı, mandalinciliğin ana geçim kaynağı olduğu Gündoğan, günümüzde
bu gelir kaynaklarından bazılarını kaybetmiş ama buna karşılık
turizmdeki payını artırmıştır.
Gündoğan Köyü,
Yalıkavak-Göltürkbükü yolu üzerinde ve kayalık bir tepenin yamacında yer
alır. Buradaki kaya manastırları, kilise, cami gibi yapılar, Gündoğan’ın
zengin tarihini işaret eder. Burada volkanik kayalardan oluşan ilginç kaya
formları, bunlar arasında gizlenmiş kaya mezarları bulunur. Bu bölgede birçok
trekking turu yapılır. Yarımadanın en uzun plajlarından biri olan ve yemyeşil
mandalina, zeytin ve çam ağaçları ile çevrilmiş olan Gündoğan sahili, pırıl
pırıl denizi ve uzun kumsalı ile yarımadaya tatil için
gelenler için idealdir. Çevrede yapılan onca binaya rağmen Gündogan’ın
mandalina, muz, nar ve çam ağaçları ile çevrili güzel evleri bu yapılaşmaya
direnir. Günün her saatinde esen rüzgar hem tatilcileri serinletir hem de Gündoganı
surf için ideal bir yer haline getirir. Balıkçıların ve yatların bağlandığı
bir balıkçı barınağı vardır. Kıyıdaki Yalı Cami, yel değirmenleri ve
yakındaki Tavşan ve Apostol adaları ziyaretçilerin ilgisini çeker.
Gündoğan, rüzgar
sörfü, sualtı balıkçılığı ve sünger avcılığı için uygun bir bölgedir.
Tekneyle 15 dakikalık bir mesafede olan Apostol adası
yeşil dokusu, ilginç kaya formları, adanın tepesinde yer alan üç
nefli kilisesi ile görülmeye değer. Burada kilisenin fresklerini, rahiplerin
kullandığı yapıların kalıntılarının görmek mümkün.
Gündogan'daki en
eski buluntuların ele geçtigi Peynir Çiçeği Mağarasını da unutmamak
gerekir.
GÖLKÖY VE
TÜRKBÜKÜ

Günümüzde aynı
ad altında birleşen Gölköy ve Türkbükü gerçekten yarımadanın en güzel
köşelerinden ikisidir. Bodrum’dan yaklaşık 14 km uzakta olan Göltürkbükü,
yeni adının 2001 yılında aldı. Biz sizlere daha detaylı bilgi verebilmek için
burayı iki ayrı yöre olarak inceleyeceğiz.
GÖLKÖY
Eski Karyanda
antik kentinin kslıntıları üzerine kurulmuş olan Göltürkbükü, Bodrumdan
20 km uzakta olup bir gerdanlık gibi mandalina bahçeleri, zeytin ağaçları
ile çevrilmiştir. Eskiden göl daha sonra bataklık olan arazisi ve
sivrisinekleri ile pek rağbet görmeyen Gölköy, günümüzde oldukça sevilen
bir yer. Köy evleri arasında birçok gümbet bulunur. Erken dönem Karayanda'sının
Salih Adasında, daha sonraki yerleşnenin ise Gölköy’da oldugu söylenir.
Adı geçen bu antikbkentin kalıntıları yok denecek kadar azdır. Torba-Gölköy
arasında yer alan çam ormanları bölgeye ayrı bir güzellik verir. Uzun
Sahilde yer alan birçok güzel kafe, otel vardır. Son yıllarda birçok
restoran ve Beach Club’ın inşa edildiği Gölköy çok popüler yerlerden
biri oldu.
TÜRKBÜKÜ
KOYU
Bodruma 20 km
uzaklıkta bulunan ve son yıllarda yarımadanın en popüler yeri haline
gelen Türkbükü koyuna eskiden sadece deniz yolu ile ulaşılırdı. Günümüzde
ise Torba, Gölköy yolu veya Yalıkavak, Gündogan yolu sizi Türkbüküne ulaştırıyor.
Borumdan her 45 dakika da kalkan dolmuşlar sizi yarım saatte Türkbükü'ne
ulaştırıyor. Bu nedenle uzun zaman bakir bir yer olarak kaldı. Önce sanatçı
gurupları tarafından keşfedilen Türkbükü, günümüzde Türkiye’nin Jet
sosyetesinin yaşam ve eğlence yeri haline gelmiştir. Birbirinden güzel
barlar, gece klüpleri, oteller, restoranlar adeta yarış ederler. Yazı
trafiğe kapalı olan sahilde gündüz denize girmek ve güneşlenmek amacı ile
kullanılan restoran ve otellerin denize uzanan iskeleleri geceleyin masalar
atılarak lokantalara, barlara dönüsüyor. Yazın, Türkbükü Koyunu
çok sayıda son derece lüks tekneler doldurur. Türkbükü deniz üzerine
uzanmış iskele restoranları ve özellikle yeni açılan Palmira Divan Oteli
ile gerçekten görmeniz gereken gereken
köşelerden biridir.
Türkbükünde
ziyaret edebileceginiz ilginç bir özel müze
var. Bodrumun tanınmış mimarlarından Emre Kunt yaptıgı tarihi figürler ve
modeller evinin bir köşesinde sergileniyor. Telefon edilerek randevu alınması
gerekiyor.
ILICA BÜKÜ
CENNET KOYU
İÇMELER
Bodrum yakınında yer alan İçmeler hem çekek yeri olarak hem de tekne yapım yerleri
nedeniyle birçok yat severin sik uğradığı yer. Kisin çok sayıda teknenin
karaya çekildiği içmeler yatçılar tarafından “binbirdirek vadisi”
olarak isimlendirilmiş. Bodrumda antik cağlardan başlayarak suren tekne yapımı,
günümüze kadar kesiksiz devam etmiş. Günümüzde bir çok yerli ve yabancı
teknelerini İçmelerde yaptırmayı tercih diyor.
TORBA
Bodrum’a
sadece 6 km uzaklıkta olan Torba, çamların denize kadar indiği küçük bir
yerleşme yeri. Yarımadanın kuzeyinin daha nemli olası nedeniyle daha yeşil.
Korunmuş yek tarihi yapı 5 yüzyıla tarihlene manastır. Bodruma yakınlığı
nedeniyle önemli bir bir yüzme ve balık yeme yeri. Önceleri bahçeli, çok güzel
yazlık evlerin yapıldığı Torba Koyu, günümüzde birçok otel, tatil köyü
ve tatil sitesinin inşası ile oldukça değişmiştir. Eskiden sadece bir balıkçı
barınağı olan Torba, günümüzde tekneleri, yatları ağırlar. Oldukça
kapalı Torba koyu rüzgarın en sert estiği günlerde çok sakin. Didim’e
seferler olan Feribot iskelesinden Yat Limanına kadar bölgede denize
giriliyor. Deniz oldukça sığ ve temiz. Torba koyu, su sporları için de
uygun. Torba köyü zeytin ve cam ağaçlarının birbirine karıştığı doğası
ile Bodrumun güzel köselerinden biridir.
MUMCULAR
Bodrumun 29 km
kuzeyinde yer alan Mumcular, çevreye yayılmış 11 köyün merkezi durumunda.
Son yıllarda halı üretimine önem veren Mumcularda halı imalatının bütün
merhalelerini görmek mümkün. Genelde bütün evler şu veya
bu şekilde halı imalatı ile ilgili. Mumcular bu özelliği nedeni ile
bir çok turisti cezbeder. Güneşte kurutulan halıların görüntüsü fotoğrafçılar
için gerçekten enfestir. Mumcularda yapılan halılar sıkça Istanbula gönderilir.
Bu halılardan bazıları Milas’ta, bazıları ise Bodrumda bir kısmı ise
Mumculara gelen turistlere satılır.
YALİCİFTLİK/YALİKOY
Torba kavşağında tabelalar
sizi yeni gelişen tatil beldesi Ciflik koy, Yalıçiftlik
bölgesine yönlendirir. Ciflik koy kıyıdan daha içerde kalıyor. Birçok
köyden oluşan oldukça büyük bir belde Ciflik koy. Koy ve çevresinde birçok
yeni bina yükselmekte. Ciflik koy’un Ala
zeytin mahallesinin yakınında (yaklaşık 20 dakika yürüme mesafesinde)
antik kent Syangela’nin kalıntıları bulunuyor. Kızılağaç yolu
izlenerek ulaşılan ve küçük koylardan oluşan Yalıçiftlik, Gökova körfezinin
hemen girişinde ve Bodrumda en güzel
denizi olan bölgelerden birisidir.
Teknelerin ve yerel halkın çok geldiği Pabuç Burnu ve Kargıcık koyuda bu bölgededir.
Bu bölge birkaç oteli, essiz güzellikteki koyları, yürüyüş
yolları ile çok ilgi çeker.
SALİH ADASI
Bodrumun kuzeyinde, güvercinliğin ise batısında yer alan Salih adası yarımadayı çeviren birçok adadan en büyüklerinden biri. Ada cam ve zeytin ağaçları
ile kaplı. Balık çiftlilerine rağmen deniz çok temiz. Bazı kaynaklar Salih
adasının eski Karyanda olduğunu ileri sürerlerse de bu ispatlayacak fazla
arkeolojik kalıntı yok.
Bargilya/Varvil
Milas Bodrum yolunda sağda
bir tabela sizi Bargilya köyüne ulaştırır. Binlerce yıl öncesinde kurulmuş
antik Bargilya kentinin hemen yani başındaki bu şirin balıkçı koyu adeta
bir iç liman görünümündeki Bargilya koyunda yer alır. Antik Bargilya kalıntıları
koyun hemen yanındaki geniş bir alana yayılmıştır. Sütunları ve mimari
parçaları etrafa yayılmış bir Roma tapınağının, çok az bir kimi görülen
antik tiyatronun, bir stoanın, su Kemerlerinin, şehir duvarlarının kalıntıları
hala görülüyor.
|