Sualtında Arkeoloji

Günümüzde dünyanın
en ünlü Sualtı Arkeolojisi Müzelerinden biri olan Bodrum Müzesini gezerken
günümüzdeki ulaşılan bu son derece modern kazı tekniklerini düşünürken
bir an geriye dönüp insanoğlunun sualtı serüveninin inceleyelim. İlk ciddi
su altı çalışmaları nerede nasıl başladı ?
O günün şartları nelerdi?
İnsanoğlu su altı zenginliklerine ve güzelliklerine ulaşırken ne güçlükler
yaşadı ?
Bilinen en eski su altı
çalışmalarının Avrupa da göllerde başladığı bilinir. Roma
yakınındaki Nemi gölünde yapılan araştırmalarda, burada Roma döneminde
batmış iki Roma gemisinin kalıntıları arandı. Mimar Leon Batista
Albertini’nin yaptığı bu kazılar geminin sadece ahşap kısmına
ulaşıldığı için fazla yankı uyandırmadı.
1535 yılında Albertini’nin
selefleri dalışlarında büyük bir çan kulesi formunda bir alet kullandılar.
Ahşap olan bu çan kulesi formlu araç, içinde kalan hava vasıtasıyla su
altında insanlara uygun bir çalışma ortamı sağlamakta idi.
1802 yılında İngiliz
Elçisi Carl Elgin, Atina Partenon’a ait kabartmaları İngiltere götürmek
istedi. Bu ünlü yükü götüren gemi Kytera yakınında battı. Bunun
üzerine Samos adasından kiralanan ve sadece kendi nefesleri ile dalan dalgıçlar
bu kabartmaların çıkarılmasına yardım ettiler. 1816 da Elgin bu
kabartmaları British Museum'a sattı.
1819 yılı, insanoğlunun su
altını keşfetmesine yarayacak önemli bir keşfe sahne oldu. Alman kaşif
Siebe dalgıç başlığının keşfetti. Daha önce kullanılan çan şekilli
aletin minyatür bir versiyonu olan bu dalgıç başlığı bakırdan yapılmakta
olup yukarıdaki bir pompa vasıtası ile hava ile beslenmekte idi. Bunu
kullanan dalgıç dik yürümek zorunda idi. Aksi takdirde bu başlığın
ağırlığı, dalgıcı ters çevirme ve hatta onu boğma tehlikesini içermekte
idi.
1835 yılında Siebe’nin
başlığına ona uyum gösteren bir elbise eklendi.Böylece yaklaşık bir
asır kullanılacak olan ve insanoğlunun denizin dibini keşfetmesinde büyük
yarar sağlayan dalgıç elbisesi doğmuş oldu.
|